Maksat usta olmak da değil, yardım etmek. Bu saatten sonra usta olamayız belki ama, iyi bir çırak olur takılırız. Çıraklığı severim.
Birini sevdiğimiz zaman, dünyadaki her şeyi sevmek isteriz. İşte o kolların her şeyi kucaklamaya yetmediği an ayrılık başlar.
Sıfır, gerçek hayatta kandıran bir elemandır. Çünkü hiçbir zaman sıfırdan başlayamazsın hayata.
Hayat, kırık kalpler festivalinin en tanıdık filmi, ödüller hep kötü adamlara gidiyor.
Hiçbir şey hayat kadar saçma olamaz. Çünkü onun, yani hayatın diyorum, her günü aynı olsa da her günü başkadır. Bundan daha saçma bir şey düşünemiyorum.
Dünya bir dilemmaydı. Ben bu dilemmada bir yer edinmeye çalıştım.
Yapamadıysam benim değil, dünyanın yanılgısıydı. Bunu kendisine de anlattım.
Âşık olduğumuz insanlar, kesinlikle çocukluk yaralanmalarımıza ve yaralamalarımıza dayanıyordu. Biz de onlara dayanıyorduk. Sonra onlar yıkılıyordu..
Ah bizler keşke yaşamın acımasızlığına, haksızlıklarına karşı böylesi bir gönül burukluğuna sığınsak, sizinki gibi siyah beyaz bir aşkta teselli bulsak.
Hepimiz Özgecan olsaydık, aşktan göz gözü görmezdi.
Gerçekten sevmeyi bilmeyen, sevilmemiş dangalaklar yüzünden nefret doluyum.
“Minibüs, kartopu, misket…” denilince bile aklımıza cinayet geliyor!
“Önce çocuklar ve kadınlar” diye bağırmış olmalı biri. Bu kadar ölümün başka bir açıklaması olamaz.
Öldürülen herkes insanlığın ortak kaybıdır.
Biz her Cumartesi, tüm anneler, sizin önünden geçip gittiğiniz o lisenin önünde gökyüzüne bakıyoruz.
Burada başıma birşey gelmesinden değil, başıma birşey geldikten sonra, başıma geleceklerden korkuyorum.
“Cennet kadının ayakları altındadır” diye diye kadına bu dünyayı cehennem ediyorlar.
Bir anneyi, kucağındaki evladından değil, kucağında tuttuğu evladının fotoğrafından tanıyoruz artık.
Kırk kiloluk bavulu taşımaya çalışan kız çocuğu panik olmasın diye “yardım edeyim mi?” diye soramıyorum. Erkekliğimden tiksindim artık, kendimden ben utanıyorum.
İtibarınız batsın, batacak da. Bu ülkeyi biz kurtaramadık ama kadınlar kurtaracak.
Unutulmasın ki bir ülke, ancak en mutsuz çocuğu kadar mutlu olur.
Erkek egemen yasa koyucular kadını metalaştırmak, köleleştirmek, körleştirmek için çabalayıp dursun… SON KADIN kalana kadar itaatsizliğe devam..
Ses çıkarmak hem cesarettir, hem iyileşmeyen hoş bir hastalık, hem de tatlı delilik.
Aptallığın ilk şartı, öyle olmadığınıza inanmanızdır.
Yalan değil, âşıkken her yerde sevgilimizi gördüğümüz.
Ne olduğunu bilmeyince korkunç geliyordu. İnsan, bilmediğinin düşmanıdır.
Ve o an Nietzsche‘nin sözü geldi aklıma. “Umut kötülüklerin en fenasıdır, çünkü işkenceyi uzatır”
Öbür yarısını özleyen yırtık fotoğraflar gibiyiz…
Güzel Durum Sözleri, Yeni Anlamlı Sözler, Kısa Sözler Yeni, Aşk Sözleri, Güzel Sözler Kısa, Yeni Whatsapp Sözleri, Güzel Facebook Sözleri
Bayat bir bisküvi gibi hissediyordum kendimi, çaya batırıldıkça parçaları bardağın içinde kalan.
Her sabah acaba beni bugün şaşırtacak neler olacak diye uyanıyorum, bu kadarda olmaz ki diye yatıyorum.
Kadınların gülümsemediği bir ülkenin, erkekleri cesur olamaz.
Uçurumlar, dik yokuşlar yahut buna benzer şeyler beni asla yıldıramaz. Çünkü şunu çok iyi biliyorum ki bu hayatta en kestirme yol, en dik olandır.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder